İSYAN
Denize bakan
saraylarının büyük balkonlarına çıkmışlardı. Önlerinde uzanan denize bakıyorlar
ve rüzgar, yosun kokusunu dolduruyordu balkonlarına. Güneş tepede ve yakıcıydı
bugün. Hafifçe esen meltem çok tatlı bir serinlik getiriyordu denizin tuzlu
sularından.
"Bir kukla olduğunun farkına vardığında iş işten geçmiş
olacak. " dedi Kraliçe kızına.
"Nasıl fark edemez ki bunu?" dedi küçük prenses. "Oysa ki
ona herşeyi anlattım. "
"Gözlerini hırs bürümüş bir adamın gözlerini açamazsın. Çünkü
kendi elleriyle bağlamıştır gözlerini. "
"Babam onu affedecektir değil mi anne? "
"Bilmiyorum kızım. Bunu düşünmek kalbimi derinden yaralıyor.
Geceleri uyuyamıyorum. Tanrılara dualar ediyorum aptalca başlattığı bu isyanı
sonlandırması için. "
"Buna cüret edemez. Babama, krala karşı yürüyemez. " prenses
bunları söylerken tüylerinin ürperdiğini hissetti. Soru sormaktan çok arzularını
dile getirir gibiydi. Abisi kafasının dikine giden, sinirli ve sert bir adamdı. Küçükken
de hep babasına karşı çıkar kafasının dikine giderdi. Babası bu durumu fark
etmiş ve tecrübeli bir komutanı oğlunun eğitimi için saraya almıştı. O komutan
şimdi oğluyla birlikte isyan eden askerlerin arkasındaki adamdı.
"Umarım kızım."dedi kraliçe içinde gittikçe büyüyen bu
korkuyu kızının da hissetmemesini umarak.
......................................
Yağmur yağıyordu. Her
damla askerlerin miğferlerine ve zırhlarına düşüyor ve kendileri küçük su
damlaları olmalarına rağmen, çıkardıkları sesle büyük rahatsızlık veriyorlardı
kulaklara. Rahatsız olmayan tek bir kişi vardı.
Prens, bu seslerin kendisine cesaret verdiğini hissediyordu. Küçüklüğünden beri kendisinin yanında olan ve onu eğiten aynı zamanda dedesinin ordusununda komutanı olan yaşlı askerin yanında olmasından aldığı cesaret gibi. Bu komutanın bir ismi olmamıştı hiç. Herkes ona Kurt diye sesleniyordu.
Prens, bu seslerin kendisine cesaret verdiğini hissediyordu. Küçüklüğünden beri kendisinin yanında olan ve onu eğiten aynı zamanda dedesinin ordusununda komutanı olan yaşlı askerin yanında olmasından aldığı cesaret gibi. Bu komutanın bir ismi olmamıştı hiç. Herkes ona Kurt diye sesleniyordu.
Prens alaycı bir ses tonuyla;
"Kurt ,bir savaşa girerken
hiç kaybetmekten korkmuşmudur diye düşünürdüm hep?" dedi.
"Hiçbir savaş ve hiçbir düellodan korkmadım ve hep kazandım
prensim. Kral olduğunuz günü de görmem için bugünde kazanmalıyız galiba."
dedi gülümsedi.
Şeytani bir gülümseme. Krala karşı kışkırtmıştı prensi. Kral onu
görevinden almış ve oğlunu iyi bir asker ve komutan olarak eğitmesi için seçtiğini
de o gün duyurmuştu. O günden bu yana yavaş yavaş zehirlemişti prensi. İşte bugün
bu çocukla birlikte krala karşı savaşacak ve belki kralı bile öldürebilecek
fırsatı eline geçirebilecekti. Oysaki prens, kralın en büyük oğlu ve tahtın
varisiydi. İsyan etmesi için hiçbir sebep yoktu. Babası ölünce tahta oturacak
kişide ondan başkası değildi.
Kurt ismini hakeden bir
komutandı. Çok tecrübeli ve hata yapmayan bir karakteri vardı. Çok genç yaşta çok
büyük rütbeler elde etmiş ve otuzuna varmadan krallığın ordu komutanı
olmuştu. Bu kadar büyük bir rütbeyi kazanabilmesini sağlayan o bitmek tükenmek
bilmeyen hırsıydı. Askerlikteki hırsı onun gözünü kör etmiş ve rütbesi elinden
alınıp bir çocuk bakıcısı olarak görevlendirilince intikam planları yapmaya
başlamıştı.
İlk işi prense kendisini
sevdirmek oldu. Prense hikayeler anlatırdı hep. Bu hikayelerin çoğunda bir adam
isyan eder ve istediğini elde edesiye kadar savaşırdı. Prensin ona karşı
beslediği sevgi o kadar büyüktü ki bir gün Kurt’a;
“Benim babam sen olmalıydın.” bile demişti.
Bu sevgiyi kazandıktan
sonra prensle beraber gönderildiği sancak şehirinde prensin aklını zehirlemeye
devam etti. Babasının yolladığı haberleri kafasına göre yorumlayıp prensi
sevmediğini göstermeye çalıştı. Yeterli güce ulaştığını hissettiğinde ise
babasının prensin küçük kardeşini tahtın varisi olarak duyurmayı düşündüğünü
söylemişti. Prense isyan ederek hakkı olanı alabileceğini anlattı. Prensin
zehirlenmiş olan düşünceleri artık dahada büyümüş ve babasına karşı isyan
bayrağını çekmişti.
"1 e karşı 10. Bir erkek için iyi bir sayı. Üstelik ilk hattı
yardığımızda kaçanlarıda hiç hesaba katmayınca," demişti Kurt.
Prens karşısında duran hem düşman ,hemde isyan etmese ileride emrinde olacak
olan orduyu görünce korktuğunu fark etmiş ve Kurtun sözlerini hatırlamıştı.
Birşeyler söylemeli ve askerlerini
cesaretlendirmeliydi. KIlıcını havaya kaldırdı;
"Hakkınız olanı alın ve onlara sadece kılıcınızın, mızrağınızın ve okunuzun acısını hissettirin. Benim için ve kendiniz için, onurumuz için savaşın. Herşey bittiğinde kendimizi evlerimizde bulacağız. Zafer için SALDIRIIIIN..."
"Hakkınız olanı alın ve onlara sadece kılıcınızın, mızrağınızın ve okunuzun acısını hissettirin. Benim için ve kendiniz için, onurumuz için savaşın. Herşey bittiğinde kendimizi evlerimizde bulacağız. Zafer için SALDIRIIIIN..."
......................................
Krallığın başkentinde sarayın önündeki meydanda
halk toplanmış ve isyancıların birer birer idam edilmelerini izliyorlar onlara
küfürler ediyor ellerine geçirdikleri her ne varsa tüm güçleriyle onlara
fırlatıyorlardı. Yüz’den fazla kesilmiş baş, şehrin sokaklarını süslüyordu. Artık
sona gelinmişti.
Muhafız, elindeki kağıt
parçasının sonunda yazan iki isim kaldığını gördü. Heyecanlanmıştı ve Kurtun
ismini okudu;
“Kralımıza karşı haksız sebepler göstererek ayaklanan ve kardeşlerinin
kanını döken isyancıların elebaşı Kurt. O bu huzur krallığında doğmayı ve
yaşamayı hak etmemişti. Hain olarak görevini tamamlayamadan yakalandı ve ben
Kralımın emriyle seni hain olarak adlandırıyorum. Cezan ölümdür.” dedi ve halk
küfürler savurmaya başladı. Çok fazla gürültü vardı. Balta Kurtun kafasını
aldığında halk sevinç çığlıkları atmıştı.
Artık tek bir kişi
kalmıştı. Muhafız ellerinin terlediğini boğazının kuruduğunu hissetti. Elinde duran
kağıt parçasının sonunda yazan isim Kralın oğluydu. Cesaretini topladı ve halkı
susturup;
“Kralın oğlu isyanda kendi halkının kanını dökmüştür.Kralın emriyle
ıslıklanmayacaksın ve üzerine hiçbir şey fırlatılmayacak. Halk sana küfürler
etmeyecek ki bunun cezasıda ölümdür. Ancak arkandan kimse yas tutmayacak ve
ağlamayacak. Kralın emriyle cezan ölümdür. ”
Alanı büyük bir
sessizlik kapladı. Sanki az önce bağıran, çağıran, küfür eden insanlar gitmiş
onların yerine dilleri kesilmiş insanlar gelmişti. Prens hiçbir müdahaleye gerek
duymaksızın dizleri üzerine çöktü. Elleri bağlı değildi. Ellerini arkasında
birleştirdi başını yüzlerce insanın kafasının kesildiği kütüğe doğru
uzattı. Gözleri kütüğe bakıyordu. Gözlerini kaldırdı ve insanlara baktı. Bir prens
olarak doğduğum ve ileride kral olacağım bu şehirde,bir kukla ve hain olarak
ölüyorum diye düşündü, balta kafasına doğru yaklaşırken...
Birtakım dilbilgisi hatalarıniz var. Çok daha uzunca anlatılabilecek bir hikayeyi kısa ve öz bir biçimde anlatmışsınız. Beğendiğimi belirtmek istiyorum. Elimden geldiğince takip edeceğim. Başarılar
YanıtlaSilSize de çok teşekkür ederim. Bu hikaye sadece bir forum sitesinin aylık öykü seçkisi için yazılmış bir hikayedir. Yorumlarınız için teşekkürler, hepsini dikkate alacağım. Tekrar görüşmek dileğiyle...
YanıtlaSilKurgu çok güzel devamı gelecek mi hikayenizin?
YanıtlaSilBu bir seçki için hazırlanmış bir hikayeydi. Bu kurgu tarzında başka bir hikaye üzerinde çalışıyorum. Onu da yakın bir zamanda paylaşmaya başlarım. Yorumunuz için teşekkür ederim. Tekrar görüşmek dileğiyle...
YanıtlaSilÇok begendim hikayeyi. Keşke detaya inseydiniz. Bu kurgu tarzındaki yeni çalışmanızı bekleyeceğim. Başarılar
YanıtlaSilgerçekten güzel hikaye ve kurgu.. Ancak sanki anlaşılamama korkusuyla olaylar yüzeysel geçilmiş ve cümlelerinizde bunun azizliğine uğramış. Bence bu anlaşılamama konusuna takılmazsanız yazılarınız dahada güzelleşecektir.
YanıtlaSilYorum yapan herkese gerçekten çok teşekkür ediyorum. Zamanınızı ayırıp okumanız bile benim için gerçekten çok güzel bir şey. Burada yaptığınız bu yorumların her birini büyük bir özenle inceliyor ve dikkate alıyorum. Eleştiriler benim için bir ışık suretinde yolumu aydınlatan cümleler oluyor. Kendimi geliştirmenin ve cümlelerimin biraz daha anlam kazanmasının ve detayların sadeliğinden kurtulmanın, bu hikayeyi yazmaktan daha kolay olduğunun da farkındayım. Umarım bundan sonra bu hataları yapmadan daha güzel hikayeler ve kurgular oluşturabilirim. Tekrar teşekkür ederim...
YanıtlaSilDaha evveliyatında okuduğum bir hikayeye benzettim. Kurgusu güzel filhakika dil bilgisi konusunda destek almanız gerekmektedir. Kendiniz yapmasanız dahi bir destek alarak bu sorunun da üstesinden gelebilirsiniz. Başarılarınızın ve yazılarınızın devamını dilerim. Saygılarımla..
YanıtlaSilBu kurguda yazdığım hikayemin beni biraz zorladığını ifade etmek istiyorum. O yüzden bu hikayemin içinde geçen ve birkaç cümle ile anlatılan savaş kısımını düşünce boyutundan çıkarıp yazıya döktüm. Umarım okursunuz ve beğenirsiniz. Eleştirilerinizi çok önemsediğimi tekrar belirtmek istiyorum.
YanıtlaSilÇok teşekkürler...
Öyküleriniz etkileyici ve güzel. Eğer bir alıntı yapmadıysanız. Öykülerinizi yayınlamak isteriz. Teşekkürler.
YanıtlaSil